sorun/istek
Darkredtr yazilar >>> genel kategorisi

Arkamda güneþ, önümde rüya (yazan: Medea)
Saklambaç oynamayý artýk býrakmalýsýn. Sen ebesin, ben saklanýyorum. Yüze kadar say, sayýlarý atlaya atlaya. Sonra adýmýný at karanlýðýn içine. Her köþeyi döndüðünde, odalar arasýnda oluþan cereyanda saçlarýn uçuþsun. Her dönüþte üzerine atlayacaðýmdan korkma. Korkan benim. Her an senden ziyade baþka bir þey, saklandýðým köþenin karanlýðýna adým atacak diye. Bu bizim son oyunumuz. Sen son kez yüze kadar sayýyorsun, ben ise son kez sýcak köþeme saklanýyorum, senin asla bulamadýðýn. Odalarýn arasýnda uçuþan rüzgarda burnuma gelen taze çimen kokusu yine içimde çayýrlarda koþma özlemini kabartýyor. Ama seni býrakamam, sen beni bulmadan buradan çýkamam. Sen beni bul, sonra elimi tut ve beraber çayýrda koþalým. Ben oradaki çiçeklerin renklerini biliyorum, mor, mavi, sarý, kýrmýzý... Hepsi çok güzel, bu boðucu karanlýktan çok daha güzel.

Ben yeþil kadim aðaçlarýn arasýnda uçuþan siyah tül gibiyim. Eþim yok, zýttým yok. Yalnýzlýðýn girdabý içinde geceden geceye özlemimi arttýrýyorum sadece. Ne rüzgarýn arkadaþlýðý ne de yaðmurun düþmanlýðý beni teselli edebiliyor. Yapraklarýn düþtüðü zaman ile çiçeklerin yerden fýrladýklarý zaman da, ayný benim hüzünüm.
Sense karanlýk koridorlarda parlamaya çabalayan beyaz bir tül gibisin. Eþin yok, zýttýn yok. Yalnýzlýðýn girdabý içinde oradan oraya sürükleniyorsun amaçsýzca. Ne sessizliðin huzuru ne de karanlýðýn boðuculuðu seni teselli edebiliyor. Deliliðin sana ulaþtýðý zaman ile huzurun seni uyuttuðu zaman da, ayný senin hüznün.

Ayaklarým takýldý, bazen düþtüm. Saçlarým yolumu kapadý bazen ve büyüleyici kuþlar amacýmdan uzaklaþmamý saðladý, beni cezp ettiler. Mavi gökyüzünün altýnda uyurken, siyah gökyüzünün altýnda ilerledim, ayný yýldýzlarýn yoldaþýydým. Büyük yeþil çayýrlar ile birleþti yolum, gürül gürül akan nehirlerle. Ve gördüðüm her yer, tattýðým her his sana olan özlemimi daha da coþturdu. Biliyorum, senin de bekleyiþin zor olmadý. Biliyorum, sende beni özledin. Bilmediðimiz bir þeyin özlemi ile yanýp tutuþuyoruz. Dokuma tezgahýmýzdan dýþarý attýðýmýz ilk adýmda kapýldýk bu rüzgara ve hala da uçuyoruz onun kollarýnda. Ondan önce neredeydik? Neydik? Önceleri geleceði hatýrlamaya çalýþýyorduk, fakat artýk geçmiþi umursamýyoruz.

Senin sesleniþini duydum her gece, beni uyutacak bir annenin ninnisi niyetine. Senin arzunla beslendim, ayakta kalabilmek için. Ve sonunda buraya geldim. Bu karanlýk yere. Senin dünyana ben geldim ve þimdi senin beni bulmaný bekliyorum. Bu artýk son oyun. Son bekleyiþim, son sayýþýn, son arayýþýn.

Bitmeyen "son" sýfatlarýnýn heyecaný içinde bekliyorum karanlýk köþemde ve aklýmdan bunlar ve bunlarla beraber daha yüzlerce þeyler geçiyor. Önceki hayatýmdan parçalar anýmsamaya baþlýyorum bu vakit. Oradan oraya koþan minik ayaklar ve açýlýp kapanýp havaya tutunmaya çalýþan minik parmaklar görüyorum. Minik ellerimi aþaðýya doðru kayarken olmayan kollara kenetlediðimi hatýrlýyorum. Ve sonsuz düþüþteki çýðlýðýmý duyabiliyorum. Bu anýlarýn bu anda geri gelmesinin sersemliðinden, adýmlarýnýn bana doðru yaklaþmasýndan dolayý çýkardýklarý ses sayesinde sýyrýlabiliyorum. Anýlarýn þokunun üzerine eklenen baþka bir þok ise, sen tam benim bulunduðum köþeye geldiðinde, yaslandýðým duvarýn aniden yok olmasý. Saatlerce ve günlerce dayandýðým desteðin aniden kaybolmasý ile dengem bozuldu. Kollarým havada bir tutanak ararcasýna çýrpýnýrken, aðzýmdan sana seslenecek bir çýðlýk çýkamýyordu. Ayaðým kaydý ve boþluða doðru düþerken elimi son bir gayretle yukarý attým ve aþaðýya düþtüðüm kenarý yakalayabildim. Öteki elimle de bu kenara tutunca beklemeye ve senin ne yaptýðýný dinlemeye baþladým. Ayak sesleri duyulmuyordu. Orada olduðumu belirtecek bir ses çýkarmaya da cesaret edemiyordum, oyunun kurallarýna aykýrýdýr diye. Kollarým sancýmaya baþladýðýnda artýk oyunun bittiðini anladým ve tutunduðum kenarý býraktým. Saçlarým etrafýmda uçuþurken, eskiden oturduðum köþeye bakarak aþaðýya düþtüm. Sert yere çarparken aðzýmdan çýkan çýðlýðý bastýramadým. Koþan adýmlarýn sesi artýk çok uzaktan geliyordu. Karanlýk çukur birden beyaz ýþýða boðuldu ve yine geçmiþin bir anýsý ile sarsýldým o vahim durumumda.

--Herkesten uzak, çayýrýn öteki tarafýndaki evimizden okula gidebilmem için 1 saatlik bir yol yürümem gerekiyordu. Ýlkbaharda ve son baharda bu yol ne kadar zevkliyse kýþýn o kadar zorludur. Daha bu sene okula baþlamanýn verdiði heyecan ile kýþýn getirdiði zorluklarý görmedim hiç. Bahar geldiðinde sabahlarý çok eðlenceli olmaya baþladý bu yol. Etrafýmý saran yemyeþil çayýrlarýn arasýndaki tek tük çiçekler ile bütün doða sanki kocaman bir kumaþýn motifleri gibiydiler. Canlý renklerinin beni büyülediði bir dünyada küçücük ve solgun bir canlý gibi hissederdim kendimi. Uzun kahverengi renkli saçlarýmýn bukleler halinde belime doðru dökülürdü. Annem her sabah onlarý kocaman yumuþak bir fýrça ile fýrçalar ve güzelce örer fakat ben evin görüþ menzilinden çýktýðým an o örgüleri açar saçlarýmýn rüzgar ile dansetmesine izin verirdim. Eve döndüðümde ve annem saçlarýmýn neden açýldýðýný sorduðunda ise hep ayný cevabý verirdim: "Sýnýftaki kýzlar açýyor saçýmý." Tatlý ve masum bir yalandý ve annemde bunun bir yalan olduðunu bilir fakat yine de her sabah saçýmý örerdi. Benden öncekilerin oluþturmuþ olduðu patikayý takip ederek ilerlerdim okula doðru. Her gün yeni bir þeyler öðreniyordum okulda. Fakat okulda giderken takip ettiðim yol boyunca öðrendiklerim, okulda öðrendiklerimden çok daha fazlaydý.
Yine normal bir ilkbahar gününde sýcacýk yataðýmdan kalkýp giyindim. Annem gelip saçlarýmý taradý ve ördü. Kahvaltýmý ettikten sonra çantamý sýrtýma asýp yola koyuldum. Pazardan aldýðýmýz ucuz ayakkabýlarýn aðýrlýðýný hissetmeden, yumuþak çimenleri eze eze yürümeye baþladým. Çýplak ayaklarýmla yürümek nasýl bir histi acaba? Derhal yere oturup ayakkabýlarýmý ve beni her zaman boðan o sýkýcý beyaz külotlu çorabý çýkardým. Çýplak bacaklarýmýn arasýnda dolaþan rüzgar ile çýplak ayaklarýmýn altýndaki soðuk çimeni hissederek yürümeye devam ettim. Ayaklarýmýn altý çok üþümeye baþladý çünkü geceden kalma çið vardý çimenlerin üzerinde. Her ne kadar mayýs ayýnda olsak da, hala havalar tam olarak sýcak deðil, aksine geceleri buz gibi. Çýplak ayaklarýmýn altýndaki topraðý hissederek yürümek sanki bütün algýlarýmý deðiþtirmiþ gibi etrafýma baktým ve sanki her þeye ilk defa bakýyormuþum gibi duyumsadým. Çimenlerin keskin kokusu ve çevremdeki her þeyin canlý renkleri aniden beynime doluþtu. Gözlerimi kapatýnca bile etrafýmdaki çimenleri ve çiçekleri görebiliyordum. Sonra küçük bir tepeyi týrmandým. Tepenin en üst noktasýna geldiðimde, uzakta okulumu gördüm. Birden hayal dünyasýndan sýyrýlýp soðuktan titrediðimi fark ettim. Çok üþüyordum. Ayakkabýlarýmý ve çorabýmý giymek istedim fakat onlarý ne yazýk ki çýkardýðým yerde býrakmýþým. Küçük bir çocuðun yapacaðý gibi buna omuz silkerek okuluma bakmaya devam ettim. Oraya vardýðýmda ne de olsa tatlý öðretmenim bana bir ayakkabý bulur ve eve geri dönüþ yolumda ise kendi ayakkabýlarýmý alýr ve yarýn da öðretmenin verdiði ayakkabýlarý geri veririm. Ýþte bu kadar basit. Bu sorunu kafamda çözerken üzerimde gezinen, siyah kanatlý ve turuncu benekli bir kelebek fark ettim. Kanatlarýný o kadar hýzlý çarpýyordu ki, o kanat çýrpýþ sesinden baþka bir ses duyamaz oldum bir an. Nasýldý acaba bir kelebek olmak? Çoðu kez odamýn penceresinin pervazýna konan kuþlarýn yerinde olmak nasýldýr diye düþünmüþtüm. Engin gökyüzünde istediði yere doðru uçmak, hep ayný yolu takip etmek zorunda olmamak, sýkýcý beyaz külotlu çorap giymek zorunda olmamak ve herkese yukarýdan bakmak. Uçmanýn nesi biz insanlarý cezp ediyor? Uçabilme düþüncesi mi yoksa özgürlük mü? Dünya üzerinde hiçbir sorumluluða baðlý olmamak ve istediðini yapabilmek, uçmak mýdýr? Yoksa kollarýný açýp havada süzülebilmek sorumluluk hislerini üzerinden atabilmek midir? Bu farký düþünmeden rüzgarýn kollarýna býrakmaktýr uçmak. Sonra havada rüzgarla aþkýn dansýný yapmak ve düþmekten asla korkmamak. Evet, buydu uçmak, korkusuzca rüzgarla aþkýn dansýný yapmak... Ama ya bir kelebek? Muhakkak bir fark vardýr kuþ ile kelebek arasýnda. Kelebek narin, nadir, kýsa ömürlü. Bu özellikler mi onu özel kýlýyor? Bende narinim, bende nadirim ve bende kýsa ömürlüyüm. Peki ben neden normal bir köyde yaþayan normal bir öðrenciyim, okuluna gitmeye çabalayan? Kelebek beni gördüðünde, benim onu gördüðümde duyduðum tarzda bir huþu duyuyor mudur acaba? Ellerimi kelebeðe doðru uzattým. Nedense ona dokunmak istiyordum. Ne kadar saçma bir istek olduðunu düþünüp ellerimi geri çekip, gözlerimi kocaman açarak daha dikkatlice baktým kelebeðe. Kanatlarýnda yatay çizgiler vardý, sanki sýnýfta kaðýttan yelpaze yaptýðýmýzda kaðýdý katladýðýmýz gibi onun da kanatlarý katlanmýþtý. Turuncunun canlýlýðý ile siyahýn donukluðu çok zýttý birbirlerine ama bir o kadar da uyumluydular. Ýki ince antenleri bir oraya bir buraya sallanýyordu. Üzerimde bir süre oyalandýktan sonra bir yöne doðru uçmaya baþladý. Bir saniye bile tereddüt etmeden kelebeðimi izlemeye baþladým. Koþmam gerekiyordu çünkü benim küçük bacaklarýmýn koþabildiðinden daha hýzlý uçabiliyordu þirin kelebeðim. Benim kelebeðimdi o. Sadece ben gördüm ve baþka kimse göremeyecek muhtemelen. Onun gibi olmanýn özlemi içinde ona doðru koþtum, onu izledim. Yolun ayrýldýðý yerden okula doðru giden patikayý izlemek yerine ötekisine saptým, kelebeðin uçtuðu yere doðru. Baþým yukarýda, güneþ arkamda, önümde kelebeðim, bir rüyaya doðru koþuyordum. Saçlarým arkamda dalgalanýyordu, çantam çoktan yolda bir yerlerde unutulmuþ... Bende kollarýmý açtým kelebek gibi ve baktým kollarýmýn etrafýnda kanat var mý diye. Hiçbir þey görmeyince suratým asýldý ve duraksadým bir an. Kelebek de durdu ve bana doðru yaklaþtý. Bana tatlý tatlý gülümsedi ve göz kýrptý. "Umudunu kaybetme." Dedi. Bende ona gülümsedim ve uçmaya devam etmesi için baþýmla iþaret ettim. O devam etti ben onu taklit edercesine kollarýmý açmýþ onu takip ettim. Onun kanatlarýnda hissettiði rüzgarý ben ruhumda hissediyordum, saçlarýmda. Kelebek daha da yükseldi ve gözlerim onu izliyordu hala. Bir an nedense daha da hýzlandý kelebek ve benden birazcýk uzaklaþtý, fakat yine de gayet net görebiliyordum onu. Ona yetiþebilmek için bende hýzlanmaya karar verdim. Hýzlandým ve hýzlanmamý iyice kullanabilecekken, çýplak ayaklarýmla üzerinde koþtuðum mis kokulu toprak birden yok oldu. Kelebek de durdu. Kollarýmý kelebeðe doðru uzattým, arkamda güneþ, önümde rüya. Ve gözlerimi kapadým.
Kendimi gördüm, uçurumdan aþaðýya düþen minik bir kýzý, bacaklarý incecik ve solgun, saçlarý saçýlmýþ rüzgarýn kucaðýnda; kollarý, olmayan bir þeye doðru uzanmýþ, yüzünde mutluluðun piþmansýz ifadesi. Ve minik kýz korkusuzca rüzgarla aþkýn dansýný yaptý, arkasýnda güneþ, önünde rüya.
O kýz benim. Ve ben þimdi yerde yatýyorum. Karanlýk çukurun dibinde. Deðiþtim mi? Gözlerimdeki hayalperest parýltý gitti belki.. Belki de masum ve tatlý deðilim artýk. Fakat hala arkamda güneþ, önümde rüya.. Kaynaðýný bilmediðim bir ýþýk arkamdan parlýyordu. Önce anýlarýmýn yarattýðý þok etkisi ile oluþtuðunu sandýðým bu ýþýk gerçekten de bulunduðum çukuru aydýnlatan bir ýþýktý. Ve bu ýþýk senin yüzünü de aydýnlatýyor. Beni bulman için kat ettiðim onca yol ve saklandýðým onca zamandan sonra, seni görüyorum. Kelebeðim.
Kollarýmý sana doðru uzatýyorum ve sende kollarýný bana doðru. Ve sen kendini o benim umutsuzca tutunduðum kenardan aþaðýya benim kucaðýma býrakýyorsun. Yanýma düþüyorsun ama hissettiðin acýdan bir saniye bile yüzünü buruþturmuyorsun. Ve sen yanýmda yatýyorsun, bende senin yanýnda. Bütün o zaman boyunca duyduðum arzu ve özlem birden içimde alevleniyor. Ve sarýlýyorum senin bedenine, benim bedenim ile ayný olan. Öpüyorum o güzel yüzünü, benim yüzüm ile ayný olan. Saçlarýný kokluyorum, benim saçlarým ile ayný kokan.

Ve kendimi dýþarýdan görüyorum. Sana sarýlýrken.. Kollarýmý kendi bedenime dolamýþ.. Arkamda güneþ, koynumda Sen. Benim rüyam. Kelebeðim. Ruhumun yarýsý. Kendim...


--yazdýðým son deneme. kendimi kaybediyordum
dier yazlar
>> baþlýk yok
>> uyan
>> yaratýcýlýk
>> radikal cezalar
>> ÝDEOLOJÝ NEDÝR?
>> seninle sensizlik
>> Yapýlan Hatalar
>> Anýtkabir, bilinen siluetinin yaný sýra bilinmeyen bir çok gerçeði
>> insanlýðýn kayýp dili
>> HAYAT+OYUN+ROL= HÝÇ...
>> Bu sana!!
>> Bu Hikaye Sadece Mutlu Sonla Biter
>> ÝLETÝÞÝM,ÇAÐDAÞ GERÇEKLÝK VE ZÝHÝNSEL KÝRLENME
>> neredesin sevgili ülkem
>> bir ruhun temizleniþi
>> EFSANE ÞEHÝR ÝSTANBUL!!
>> TUTUNACAK YERÝM YOK RESMÝ TUUTNAKLARDA!!
>> DÜÞÜNMEYEN TUTUCUDUR,DÜÞÜNEMEYEN APTAL,DÜÞÜNMEDÝÐÝNE ALDIRMAYAN ÝSE KÖLEDÝR
>> HER DALGANIN ÖNÜNE ATLAMAK!
>> TANIMI YOK BU ÞEYÝN!!
>> BEYÝN DAHÝL DEÐÝL RUHA
>> hükümran senfoni
>> Insanlar!
>> Elmas Tepesi - Bölüm 1
>> Nerde yaþýyoz?
>> BU NE YA?? BEN MÝ YAZDIM??!!
>> HOMER ON THE BOTTOM
>> KESÝNLÝKLE GECE!!
>> Arkamda güneþ, önümde rüya
>> ZAMANINDA ÖLÜM

kullanici adn:

ifren:


Google
1 parker
2 mumya_xp
3 Graveyard
4 warol
5 crysania_cns
1   (Konu Dýþý) puhaaaaa.......bu çocuða yapýlýrmý ...
2   (Konu Dýþý) izmir...
3   (Konu Dýþý) KIZLAR PC ALIRSA...
4   (Konu Dýþý) tekken 3...
5   (Konu Dýþý) psst bir bakarmýsýnýz buraya bak söz...



Sitede yalanma faktrleri:
  Forum yazs: 1 dr ya
  Forum balk: 2 dr ya
  Yaz: 10 dr ya
  Sonsuz Yolculuk: 15 dr ya
  Davet: 25 dr ya
  DR Quiz 1 yldz: 5 dr ya
  DR Quiz 2 yldz: 10 dr ya
  DR Quiz 3 yldz: 20 dr ya
  DR Quiz 4 yldz: 30 dr ya
  DR Quiz 5 yldz: 50 dr ya


u an online olanlar

En iyi sekilde Mozilla Firefox ile goruntulenir.
Get Firefox
webmaster@darkredtr.com
Bu sitenin tm haklar Darkredtr.com©'a aittir. Level 25 Rogue bile haklar bizden alamaz.